Hakkımda

24 Nisan 2015 Cuma

Temiz Enerji mi, Ucuz Enerji mi?

"İktisat nedir?" sorusuna verilen en kısa ve öz cevap, "kıt kaynaklar ile sınırsız istek ve ihtiyaçların karşılanması bilimidir" şeklindedir. İnsanoğlunun istek ve ihtiyaçları sınırsızdır ve hep daha fazlasını isteme eğilimindedir. İnsanların imkanları arttıkça, istekleri de artacaktır ve hatta bu istekler bir süre sonra ihtiyaca dönüşecektir. İsteklerin araba, daha büyük araba, helikopter, özel uçak, uzay turizmi şeklinde ilerlemesi gayet normaldir. Bu sınırsız istekler, insanların doğasında vardır. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en tepesinde, "kendini gerçekleştirme ihtiyacı" bulunmaktadır. Bu ihtiyaç, piramidin en tepesinde sosuza kadar uzanabilecek bir arzuyu temsil eder. Ne var ki, insanların bu isteklerini ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar imkanları, yani kaynakları bulunmamaktadır. Bu sebeple iktisat bilimindeki hemen hemen her şey, alternatif maliyete dayanır.

Sinemaya giden, aynı anda pikniğe gidemez. Ekmeği fazla yiyen, yemeğin kalanını istediği kadar yiyemez. Sigara içerek zevk alan insan, daha kısa yaşar. Enflasyonla mücadele, kısa dönemde büyümenin önünde engel oluşturur. Uzun saatler çalışarak çok para kazanan insan, ailesiyle zaman geçirmek zevkinden mahrum kalır. Yani her seçim bir vazgeçiştir. ABD Başkanı Harry Truman, ekonomi danışmanlarının sürekli "-diğer taraftan", "bununla birlikte" (on the other hand) ifadelerini kullanarak, önerdikleri politikaların olumsuzluklarını da vurgulamalarınının ardından, "bana tek kollu bir iktisatçı bulun" der (bring me a one-handed economist). Ekonomide alınan hiçbir karar ve benimsenen yaklaşım, % 100 doğru kabul edilemez çünkü getirecekleri ve götürecekleri bulunmaktadır. Bazı toplumlar işsizliğe razı olurken, bazı toplumlar enflasyona razı olabilirler. Bu karar toplumun kendisine kalmıştır. Bu duruma ödünleşim denilir (trade-off).

Bu ödünleşimi enerji politikalarına da rahatlıkla uygulayabiliriz. Uzun süredir yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması ile ilgili politikalar bütün dünyada sürdürülmektedir. Yenilenebilir enerji, doğa olaylarından kaynaklı elektrik ürettiğinden, insanların kontrolünde olduğu söylenemez. Üretim miktarı düşük veya dalgalı olduğu için de maliyeti yüksek seyreder. Bununla beraber, yakıt ithalatı yapılmasına, yakıt bağımlılığına ve çevre kirliliğine katlanılmasına gerek kalmaz. Geleneksel elektrik üretim teknolojilerinde ise, maliyetler düşüktür. İstediğiniz zaman istediğiniz kadar elektrik üretebilirsiniz. Buna karşılık Türkiye özelinde, yakıt ithal etmeyi gerektirir, yani ithalat bağımlılığı ortaya çıkarır ve çevre kirliliğine maruz kalınır.

Aslında konu çok daha fazla tartışılabilir. Örneğin, çevre kirliliğine yol açan elektrik üretim tesisleri, insanların sağlığına zarar vermekte, sosyal güvenlik kurumunun sağlık harcamalarını arttırmakta ve bu tesislerde üretilen ucuz elektriğin üzerine gizli bir maliyet eklemektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıldığında ise, elektriğe ödenen yüksek fiyatın içinde, temiz bir çevreye ödenen bedel de bulunmaktadır. Buna benzer bir çok örnek verilerek her iki teknolojinin de açık ve gizli maliyet analizi yapılabilir ve ilgili kişiler bu analizleri göz önünde bulundurararak kararlarını verirler.

Yazının başında, ABD'de Obama'nın yeşil politikasını eleştiren bir karikatür bulunuyor. özellikle fosil yakıtların fiyatının düşük olduğu dönemlerde (dünyanın geri kalanına göre ABD'de sürekli daha ucuz), doğal gaz ve kömür ile üretilen elektriğin maliyeti, rüzgar ve güneş enerjisi ile üretilen elektriğin maliyetinin neredeyse yarısına karşılık geliyor. Rüzgar ve güneş enerjisi teknolojilerine yatırım yapılabilmesi için bu maliyetlerin en azından eşitlenmesi gerekiyor. Devlet ise rüzgar ve güneş enerjisi ile üretilen elektriğin birimine daha yüksek bedel ödenmesini sağlayarak rüzgar ve güneş enerjisi teknolojilerinin de doğal gaz ve kömür teknolojileri ile aynı maliyet ile üretim yapmasını sağlamaktadır. Yukarıdaki karikatür ise, bu aradaki fark vergi maliyeti olarak topluma dağıtıldığını anlatmaktadır. İyi de ucuza elektrik kullanmak varken niye pahalıya kullanılsın? Cevap: Temiz bir çevre. Buradan sonra tartışmanın odak noktası, çevre ile ilgili endişelerin herkes tarafından paylaşılmamasıdır. Çevre ile ilgili endişelerin gerçek olduğu varsayımından hareket edersek;

Yenilenebilir enerji teknolojilerine verilen teşvikler ile;
1) İleride çevresel problemler sebebiyle ortaya çıkacak maliyetlerden kaçınılmaktadır.
2) Sağlıksız ortamların sebep olacağı muhtemel sağlık harcamalarından kaçınılmaktadır.
3) Gelecekte fosil yakıtların maliyetinin artmasına karşı, bir sigorta primi benzeri ödeme yapılmaktadır.

Şimdilik temiz ve ucuz enerji, birbirine alternatiftir. Gelecekte yenilenebilir enerji teknolojilerine yapılacak yatırımlarla, temiz enerji aynı zamanda ucuz enerji anlamına da gelebilir ancak o zamanda kadar, temiz ve ucuz enerji arasında bir ödünleşim vardır. İki farklı alternatif arasından neyin seçileceği ile ilgili karar toplumu etkileyeceğinden ve verilen kararın bedelini toplum ödeyeceğinden, karar vermesi gereken de toplumun kendisidir.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...