Hakkımda

27 Mayıs 2015 Çarşamba

Enerji İthalatı ve MİLRES Projesi

Yüksek oranda enerji açığı olan Türkiye, hem dünyadaki trendi yakalamak, hem de bir nebze de olsa önemli bir kısmı enerji ithalatından kaynaklanan dış ticaret açığı ve cari açık problemlerini hafifletebilmek amacıyla özellikle 2005 yılından sonra yenilenebilir enerji teknolojilerinden elektrik üretimi ile ilgili adımlar atmaya başladı. İlgili adımlar atılmaya başlandı ama istenilen sonuçların alınabilmesi için daha fazlası gerekiyor.

2011 yılında, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek bütçeli Ar-ge projesi olarak tanımlanan MİLRES (Milli Rüzgar Enerjisi Santrali) projesi açıklandı. Dört yıl süren bu proje ile yenilenebilir enerji teknolojilerine yapılacak olan yatırımlarla elde edilmesi amaçlanan kazanımlara ulaşılabilecektir.

MİLRES Neden Önemli?

Birçok insan, yenilenebilir enerji teknolojileri ile bedava enerji (en azından ithalata ihtiyaç duymadan) elde edileceğini düşünmektedir ve gözü kapalı bir şekilde, ne olursa olsun bu yatırımların yapılmasını istemektedir. Ancak bu yatırımlardan elde edilecek olan kazanımların tatmin edici olması için (ekonomik olarak) üretim sürecindeki katma değerin büyük bir kısmının Türkiye'de kalması gerekmektedir. Aşağıda, bir rüzgar türbininin yatırım maliyetlerini gösteren bir grafik bulunmaktadır. Bu grafik, 2,5 MW kapasiteli (MİLRES ile ilgili haberde 2,5 MW kapsiteden bahsediliyor) bir RES için maliyet kırılımını göstermektedir.

Yukarıdaki grafikte; 2,5 MW kapasiteli bir RES için MW başına maliyetler görülmektedir. Bu durumda, mevcut haliyle Türkiye yapmış olduğu her bir RES yatırımı için toplam 1.480.000 $ ödeme yapacak, bunun ise yalnızca 210.000 $ tutarındaki bölümü Türkiye'de kalacaktır. Yani aslında RES yatırımı ile 1.270.000 $ peşinen ithalat yapılmaktadır. Türkiye'nin 3.000 MW rüzgar enerjisi kurulu gücü olduğunu varsayarsak, bugüne kadar yerli kaynaklar ile elektrik üretmek adına 3.000 x 1.270.000 $ = 3.810.000.000 $ ithalat yapıldı. Bu yüksek ithalatın sebebi ise, nakliyede ortaya çıkan sebeplerle, yalnızca kulenin kurulum yapılacak ülkede üretilmesidir. Diğer bütün mekanik ve elektronik aksam ve parçalar ihtal edilmektedir. Eğer Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji ithalatını dizginlemek istiyorsa, teknoloji tasarımı ve üretimine de yatırım yapmalıdır.

Eğer MİLRES hem teknolojik, hem de ekonomik olarak başarılı olursa Türkiye gerçekten de eneriye ilişkin ithalatını azaltabilir. Projede mutlaka ithal parçalar da kullanılacaktır ancak önemli olan ortaya çıkan katma değerin mümkün olduğunca büyük bir kısmının ülkede kalmasıdır. Yukarıdaki kırılımın yüzdesel dağılımı, aşağıdaki grafikte görülmektedir.

Mevcut teknoloji ile Türkiye'ye yapılan bir RES yatırımının yalnızca %14'lük kısmı Türkiye'de milli gelire katılmakta ve çarpan etkisi oluşturmaktadır. Bu oran arttıkça, yapılan yatırımların milli gelire katkısı da artacaktır. Geri kalan % 86'lık kısım ise ithal edilmektedir.

MİLRES'i yalnızca rüzgar teknolojisi olarak düşünmemek gerekir. Eğer jeneratör tasarımı ve üretimi (ekonomiklik her zaman dikkate alınmalı) yapılabilirse, ilerleyen dönemlerde doğal gaz çevrim santralleri, hidroelektrik santraller ve diğer termik santrallerin de yerlileştirilmesi yolunda çok önemli bir adım atılmış olacaktır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...