Hakkımda

26 Mayıs 2015 Salı

Yenilenebilir Enerji ve Petrol


Yenilenebilir enerji teknolojilerinin yaygın bir şekilde kullanımı, 1970'li yıllardaki petrol şokları ile başlamıştır. Bu dönemde petrol ve dolayısıyla enerji fiyatlarındaki artışlar (o dönemde dünya enerji arzının çok büyük bir kısmı petrol kaynaklıydı) daha önceleri pahalı olan yenilenebilir enerji teknolojilerinin nisbi fiyatını düşürmüştür. 1970'li yıllarda Avrupa ülkelerinde ve ABD'de güneş enerjisinden ısı ve elektrik elde edilmesine yönelik teknolojik yatırımlar hızla artmıştır. Isıl güneş enerjisi teknolojilerinin tasarımı ve verimliliği geliştirilmiştir ve evlerde kullanımı hızla yaygınlaşmıştır.

Yenilenebilir enerji teknolojileri ile ilgili çalışmaların yoğunlaşması, genellikle dünyanın enerji şokları ile karşılaştığı dönemlere denk gelmektedir. Roma Klübü, 1972 yılında "Büyümenin Sınırları" isimli bir rapor yayınlamıştır. Bu rapor, kısaca doğal kaynakların kullanımının artması ve ekosistemin zarar görmesi sebebiyle ekonomik büyümeye sürdürülebilir kaynaklarla devam edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu raporun yayınlanmasından bir yıl sonra 1973 yılında Birinci Petrol Şoku dünya petrol ve dolayısıyla enerji fiyatlarını arttırmıştır (3$/varil seviyesinden 12$/varil seviyesine yükselmiştir). O dönemlerde verimliliği düşük olan yenilenebilir enerji sistemleri, petrol fiyatlarının artmasıyla birlikte  ekonomik daha makul teknolojiler haline gelmiştir.

Dünya tam yeni petrol fiyatlarına alışmışken,  1970'lerin sonunda, dünya İkinci Petrol Şoku ile karşı karşıya kalmıştır. 1979 yılında İran İslam Devrimi ile birlikte, ham petrol fiyatları 14$/varil seviyesinden 39$/varil seviyesine yükselmiştir.

1970'li yıllar, insanların petrole alternatif bir kaynak arayışlarının o zirve yaptığı dönemlerden birisidir. Büyümenin Sınırları isimli rapor yayınlandıktan tam bir yıl sonra, 1973 yılındaki OPEC krizi ile birlikte; petrol kaynaklarına sahip olmayan ülkeler ekonomik güçleri sayesinde bu şoktan fazla etkilenmemiş olsalar da gelecekte bu riskten kaçınabilmek amacıyla yenilenebilir enerji yatırımlarına kaynak ayırmaya başlamışlardır. Daha sonra İran kaynaklı petrol fiyatı artışı da yenilenebilir enerji politikaları için katalizör görevi görmüştür.

1980 yılındaki 39$/varil fiyatının ardından, ham petrol fiyatları 1985 yılında tekrar 11$/varil seviyesine düşmüştür ve yenilenebilir enerji teknolojileri tekrar nisbi olarak pahalı hale gelmiştir. Ham petrol fiyatındaki bu fiyat düşüşünün sebebi, yüksek fiyatlar sebebiyle tüketimin düşmesi ve buna karşılık üretici ülkelerin arzı arttırmasıdır. Ham petrol fiyatlarının düştüğü bu dönem, petrol bolluğu dönemidir (Oil Glut). Petrolde düşük ve istikrarlı fiyatlar 2000'li yıllara kadar devam etmiştir ancak küresel ekonominin hızla büyüdüğü bir süreç olan 2000'li yıllar (Ortadoğu'daki çatışmaların da etkisiyle), ham petrol talebinin arttığı ve buna karşılık fiyatların yükseldiği bir dönemdir. Ham petrol fiyatlarının tekrar artması, başta hidrokarbon kaynaklara sahip olmayan Avrupa olmak üzere birçok ülkede yenilenebilir enerji teknolojilerine yatırımların tekrar hızlanmasını sağlamıştır.

Yenilenebilir enerji ve hidrokarbon birbirlerinin ikamesi sayılabilecek (henüz tam ikame değil) mallardır ve ikame mallardan birinin fiyatı yükseldiğinde, diğerine olan talep de artmaktadır. Gelecekte ise yenilenebilir enerji kaynaklarının hidrokarbonları ikame etme gücü yükseldiğinde (elektrikli araba, elektrik ile ısınma vs.) iki alternatif arasındaki ilişki daha sıkı olacaktır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...