Hakkımda

25 Şubat 2015 Çarşamba

Yenilenebilir Enerji - Cari Açık

Türkiye’nin Osmanlı’nın son dönemlerine kadar uzanan bir petrol, yani enerji kaynağı hikâyesi vardır. II. Abdülhamit'in emriyle hazırlanan petrol rezervleri haritası bu hikâyenin başlangıcı olarak kabul edilebilir.

Türkiye, hidrokarbon da denilen fosil yakıtlara sahip olma bakımından şanssız bir ülkedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bir yıl gecikmeli olarak her yıl yayınladığı enerji denge tablosundan, bu şanssızlık daha iyi görülebilir.

Türkiye'nin hidrokarbon kaynaklara sahip olmamasının yarattığı problem, hızlı bir büyüme sürecine girilen son yıllarda iyice kendisini göstermiştir. Öyle ki, Türkiye net olarak arz ettiği enerjinin yaklaşık % 70’ini ithalat yoluyla karşılamaktadır.

Peki, ekonomik büyüme ile enerji kullanımı ve tabii ki Türkiye için enerji ithalatı arasındaki ilişki nedir? Aşağıdaki grafik, 2004-2013 yılları arasında Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve elektrik tüketimini göstermektedir. Grafikten de anlaşılacağı üzere ekonomik büyüme, enerji talebini arttırmaktadır çünkü ekonomik büyüme üretim artışı, üretim artışı ise enerji tüketimi artışı demektir.

Türkiye yüksek hızla büyümek isteyen ancak bu büyümeyi destekleyecek yerli kaynaklara (hem sermaye birikimi, hem enerji) sahip olmayan bir ülkedir. Bu da büyümenin dışarıdan finanse edilmesi veya desteklenmesi gerektiği anlamına gelir. “Yerli enerji kaynağımız olmadığına göre, ithalatı kısmak adına ne yapabiliriz?” sorusuna ilk akla gelen cevap “Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapalım” şeklinde olacaktır. Gerçekten öyle mi? Adım adım ilerleyelim:

Soru 1: Yenilenebilir Enerji Teknolojilerinden Beklentimiz Nedir?

Yenilenebilir enerji kaynakları, ikincil bir enerji türü olan elektrik üretmede kullanılır. Yani yenilenebilir enerji kaynakları ile doğal gaz, petrol veya kömür elde edemezsiniz. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin sağlayacağı katkı, elektrik üretiminde kullanılan ve ithal edilen doğal gaz, petrol ve kömürü ikame etmek ve bunların ithalatının önüne geçmektir. Buradan anladığımız, Türkiye'nin doğal gaz, petrol ve kömürün yalnızca elektrik elde etmede kullanılan kısmının tüketiminden ve ithalatından vazgeçebileceğimizdir.

Soru 2: Elektriği Hangi Kaynaklardan Üretiyoruz?

Bu sorunun cevabı ise Tablo 1’de görülebilir. 2014 yılı istatistikleri henüz açıklanmadığından, tutarlı bir sonuca ulaşmak için 2013 yılı istatistiklerine bakıyoruz. Elektrik üretiminde en yüksek pay doğal gaza ait ve doğal gazın neredeyse tamamını ithal ediyoruz.

Soru 3: İthal Edilen Kaynakların Ne Kadarını Elektrik Üretiminde Kullanıyoruz?

Türkiye elektrik üretmek için kullanılan ithal kaynakların ne oranda elektrik üretiminde kullanıldığı ise Tablo 2’de görülmektedir:
Türkiye, üretmiş olduğu elektriğin tamamını yenilenebilir enerji teknolojileri vasıtasıyla üretse bile (ki bu mümkün değil), evlerde ısınma amaçlı kullanılan doğal gaz, sanayide kullanılan taş kömürü ve motorlu taşıtlarda kullanılan petrol türevlerinin ithalatına devam edilecektir.

Bu sorunu çözmek için, söz konusu ithal enerji kaynaklarına olan talebi kısmak gerekli. Yani evler elektrik ile ısıtılmalı, taşıtlar ise elektrik ile çalışmalıdır. Problemin talep yanını çözmeden, yenilenebilir enerji teknolojileri cari açık üzerinde beklendiği kadar olumlu etki sağlamayacaktır.

Yenilenebilir enerji teknolojilerinin cari açık ile ilgili başka bir yönü daha var ki o da henüz hiçbirinin kayda değer oranda yerli üretimi payı yok. Dolayısıyla bu yatırımları yaparken de % 90’lara varan oranlarda ithalat gerekmektedir.

Yenilenebilir enerji teknolojilerinin, cari açık problemine uzun vadede olumlu katkı yapacağı açıktır ve yenilenebilir enerji teknolojilerine kesinlikle yatırım yapılmalıdır ancak bu yatırımlardan beklentilerimizi şimdilik temiz bir çevre, enerji bileşiminin çeşitlendirilmesi ve yapılacak yatırımların pozitif dışsallıkları üzerine kurmamız daha doğru olur.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...