Türkiye, yıllardır vurgulandığı biçimde cari işlemler açığı problemine sahip bir ülkedir ve bu problem özellikle yüksek büyümenin olduğu ve Türk Lirası'nın değerinin yükseldiği dönemlerde daha fazla dikkat çekmektedir. Yüksek büyüme dönemlerinde, daha fazla ithalat yapılması gerekmektedir. Ayrıca, küresel büyüme dönemlerinde, dolar bolluğu ve ihracatın artmasıyla birlikte Türk Lirası'nın değer artmaktadır. Böylece ithal mallar Türkiye'de ucuz hale gelmektededir. Yüksek büyüme dönemlerinde cari açığın artmasının sebebi budur. Aşağıdaki tablo, Türkiye'nin 2004-2014 yılları arasındaki dış ekonomik dengesini göstermektedir.
Cari İşlemler Hesabı
|
Mal Ticareti Dengesi
|
Hizmet Ticareti Dengesi
|
Birincil Gelir Dengesi
|
İkincil Gelir Dengesi
|
|
2004
|
-14.198
|
-22.438
|
12.732
|
-5.609
|
1.117
|
2005
|
-21.449
|
-32.936
|
15.872
|
-5.839
|
1.454
|
2006
|
-31.837
|
-40.894
|
13.819
|
-6.655
|
1.839
|
2007
|
-37.779
|
-46.831
|
13.935
|
-7.108
|
2.225
|
2008
|
-40.192
|
-52.917
|
18.779
|
-8.368
|
2.314
|
2009
|
-12.010
|
-24.762
|
18.538
|
-8.310
|
2.524
|
2010
|
-45.313
|
-56.325
|
16.594
|
-7.212
|
1.630
|
2011
|
-75.050
|
-89.103
|
20.026
|
-7.854
|
1.881
|
2012
|
-48.494
|
-65.298
|
22.395
|
-7.162
|
1.571
|
2013
|
-65.034
|
-79.907
|
22.826
|
-9.350
|
1.397
|
2014
|
-45.836
|
-63.585
|
25.353
|
-8.723
|
1.119
|
Yukarıdaki tabloya göre, Türkiye'nin 2014 yılında 63 milyar ABD Doları tutarında dış ticaret açığı, 25 milyar ABD Doları tutarında hizmet ticareti fazlası bulunmaktadır. Diğer hareketler ile birlikte 2014 yılında 45 milyar ABD Doları tutarında cari açık vermiştir. Belirtmekte fayda var, bu değerlerin tutarı değil, GSYH'ya oranı önemlidir.
Cari işlemler hesabını en fazla etkileyen kalem, ithalattır. Yapılan ithalat içinde ise en çok dikkat çeken ve sürekli gündeme gelen kalem ise enerjidir. Türkiye birincil enerji kaynaklarına sahip olmayan bir ülke olduğundan, enerjide % 70'lerin üzerinde ithalat bağımlılığı bulunmaktadır. Aşağıdaki tablo, Türkiye'nin 2003-2013 yılları arasındaki enerji dengesini göstermektedir.
2003
|
2005
|
2007
|
2009
|
2011
|
2012
|
2013
|
|
Talep
|
83.826
|
91.362
|
107.625
|
105.025
|
114.480
|
120.084
|
120.290
|
Üretim
|
23.783
|
24.549
|
27.453
|
30.328
|
32.228
|
34.468
|
31.944
|
İthalat
|
65.239
|
73.480
|
87.614
|
82.159
|
90.292
|
98.693
|
96.001
|
İhracat
|
4.090
|
5.171
|
6.926
|
6.829
|
6.205
|
6.866
|
5.216
|
İhrakiye
|
644
|
628
|
424
|
657
|
2.945
|
3.453
|
3.813
|
Net İthalat
|
60.505
|
67.681
|
81.112
|
74.673
|
81.142
|
91.827
|
86.972
|
Üretim/Arz
(%)
|
28,4
|
26,9
|
25,5
|
28,9
|
28,1
|
28,7
|
26,5
|
Son yıllardaki sürekli artan hidrokarbon arama çalışmalarına rağmen, Türkiye'nin yerli üretim oranında bir ilerleme kaydedilememektedir. 2012 ve 2013 yıllarında yaklaşık olarak aynı miktarda enerji tüketilmesine rağmen, yerli üretimin arz içindeki oranı % 28,7'den % 26,5'e düşmüştür. Bu durum bize, yerli üretimin bırakın artmayı, azaldığını göstermektedir. Enerji ithalatının önemini ve ağırlığını görebilmek için, yukarıdaki tabloyu parasal değer olarak cari işlemler dengesi tablosu ile birleştirirsek aşağıdaki tabloya ulaşabiliriz.
İthalat
(Milyon $)
|
Dış Ticaret
(Milyon $)
|
Cari İşlemler (Milyon $)
|
Enerji İthalatı (Milyon $)
|
Enerji İthalatı/Toplam İthalat (%)
|
|
2004
|
97.539
|
-22.736
|
-14.198
|
14.407
|
14,7
|
2005
|
116.774
|
-33.080
|
-21.449
|
21.254
|
18,1
|
2006
|
139.576
|
-41.058
|
-31.836
|
28.858
|
20,6
|
2007
|
170.062
|
-46.852
|
-37.781
|
33.882
|
19,9
|
2008
|
201.963
|
-53.021
|
-40.372
|
48.280
|
28,8
|
2009
|
140.928
|
-24.850
|
-12.124
|
29.905
|
21,2
|
2010
|
185.554
|
-56.413
|
-45.420
|
38.496
|
20,7
|
2011
|
240.841
|
-89.137
|
-75.082
|
54.116
|
22,4
|
2012
|
236.545
|
-70.896
|
-48.497
|
60.115
|
25,4
|
2013
|
251.661
|
-80.023
|
-65.068
|
55.916
|
22,2
|
2014
|
242.223
|
-63.585
|
-45.836
|
54.380
|
22,4
|
Yukarıdaki tabloya göre, Türkiye'nin 2014 yılındaki 242,223 Milyar ABD Doları tutarındaki ithalatının % 22,4'ü enerji ithalatından kaynaklanmaktadır. Yani kaynak zaafiyetimizi dikkate aldığımızda, olmazsa olmaz bir ithalattır.
Buraya kadarki istatistiklerin bize anlattığı, yüksek dış ticaret açığı verdiğimiz ve bu dış ticaret açığı içinde enerjinin vazgeçilmez bir şekilde yüksek bir ağırlığa sahip olduğudur. Bu durumda Türkiye'nin zayıf karnı olan cari işlemler hesabındaki açığı kapatabilmek için ithalatı azaltmamız ve ihracatı arttırmamız gerektiği açıktır. Enerji ithalatını kısa vadede azaltamayacağımız için başka bir yol gerekli. Peki diğer mallaırn ithalatını azaltsak ne olur? Bu sorunun cevabı da Türkiye'nin 2004-2014 yılları arasındaki ithalatının mal gruplarına göre dağılımını gösteren aşağıdaki tabloda bulunabilir.
Sermaye Malları
(%)
|
Hammadde ve Aramalı
(%)
|
Tüketim Malları
(%)
|
Diğer Mallar
(%)
|
|
2004
|
17,8
|
69,3
|
12,4
|
0,5
|
2005
|
17,4
|
70,1
|
12,0
|
0,5
|
2006
|
16,7
|
71,4
|
11,6
|
0,4
|
2007
|
15,9
|
72,7
|
11,0
|
0,4
|
2008
|
13,9
|
75,1
|
10,6
|
0,4
|
2009
|
15,2
|
70,6
|
13,7
|
0,5
|
2010
|
15,5
|
70,8
|
13,3
|
0,3
|
2011
|
15,5
|
71,9
|
12,3
|
0,3
|
2012
|
14,3
|
73,9
|
11,3
|
0,4
|
2013
|
14,6
|
73,0
|
12,1
|
0,3
|
2014
|
14,8
|
73,0
|
12,0
|
0,2
|
Yukarıdaki tablodan görüleceği üzere Türkiyenin 2014 yılındaki mal ithalatını % 14,8'i sermaye malı (makine ve teçhizat), % 73'ü hammadde ve ara malıdır. Bu mallar, Türkiye'de yeni yatırımların yapılabilmesi ve üretimin devam edebilmesi için vazgeçilmez olan mallardır. Yani Türkiye'nin mevcut sanayi yapısı ile, ithalatın % 87,8'i vazgeçilmezdir ve ithalata devam edilmelidir. Geri kalan % 12 ise son kullanıcıya hitap eden mallardır. Cep telefonlar, bilgisayarlar, evlerde kullanılan ithal elektronik eşyalar bu kategoridedir. Bunların da bir kısmının ithalatından belki vazgeçilebilir ancak yine de ithalatımızın yaklaşık % 90 oranında vageçilmez olduğu gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz.
2014 yılı dış ticaret dengesinde, yatırım mallarında yaklaşık 20 milyar ABD Doları, hammadde ve aramallarında 100 milyar ABD Doları açık vermişiz. Tüketim mallarında ise 35 milyar ABD Doları fazlamız var. Benim buradan anladığım, gelişmiş ülkelerin bize sermaye malı, hammadde ve ara malı sattığı, bize nihai ürün ürettirip geri aldığıdır. Yani biz aslında tarım toplumlarında olduğu gibi emeğimizle çalışan bir toplum tablosu çiziyoruz. Başka bir bakış açısına sahip birisi ise bu tabloya bakıp gelişmiş ülkelerin bizim emeğimizi sömürdüğünü söyleyebilir. Çıkış yolu olarak önerilebilecek olan şey nedir? Kısa vadede bir şeyler yapmak istiyorsak, ithal ikameci politikalar çözüm olarak karşımızda duruyor. İthal ikameci politikanın gerçekten işe yarayabilmesi ise doğru uygulanmasına ve becerikli girişimcilere bağlıdır.